-
1 обратное направление
ters yön, ters istikametТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обратное направление
-
2 opposé
I1 en face karşı [kaɾ'ʃɯ]2 ters [teɾs]3 différent farklı4 défavorable karşı olanIIn m1 contraire karşıt, zıt [zɯt]a ters yöndeb -in tersine◊Il pense que tu as raison, à l'opposé de ton père. — Babanın tersine, senin haklı olduğunu düşünüyor.
-
3 turnabout
n. ters dönme, geri dönüş, ters yön, dönek, atlıkarınca -
4 turnabout
n. ters dönme, geri dönüş, ters yön, dönek, atlıkarınca -
5 opposée
-
6 دوارة
دَوَّارَة1. burgaçAnlamı: anafor, girdap2. fırıldakAnlamı: rüzgârla dönen, çember biçiminde çocuk oyunacağı3. girdapAnlamı: ters akıntıların oluşturduğu dönem, burgaç4. pusulaAnlamı: yön tespit aracı5. anaforAnlamı: dönme, eğrim, çevri, ters akıntı, burgaç, girdap -
7 сторона
ж1) врз yan, taraf; yönбокова́я сторона́ — yan taraf
противополо́жная сторона́ — karşı taraf
э́та сторона́ горы́ — dağın bu yüzü
по ту сто́рону горы́ (за горой) — dağın ardında
на той стороне́ о́зера — gülün öte yanında
по э́ту сто́рону доро́ги — yolun berisinde
вы́строиться по о́бе сто́роны доро́ги — yolun iki geçesine sıralanmak
по о́бе сто́роны́ доро́ги — yolun her iki yanında
со всех сторо́н земли́ / све́та — dünyanın dört bir yanından
го́род со всех сторо́н окружён леса́ми — şehrin etrafı çepeçevre orman
по о́бе сто́роны Атла́нтики — Atlantik'in iki yakasında
мы пойдём стороно́й (в обход) — dolaşık yoldan gideceğiz
он пошёл в сто́рону ле́са — ormandan yana gitti, orman yönüne doğru gitti
они́ разошли́сь в ра́зные сто́роны — her biri bir yana gitti
ту́чи прошли́ стороно́й — bulutlar öteden geçti
мы перешли́ на другу́ю сто́рону (у́лицы) — karşıdan karşıya geçtik
доро́га прохо́дит в стороне́ от го́рода — yol şehrin açığından geçer
отойди́ в сто́рону, не меша́й! — mani olma, kenara çekil!
э́тот магази́н в стороне́ от нас — bu mağaza bize sapa düşüyor
ве́тер дул с восто́чной стороны́ — rüzgar doğu yönünden esiyordu
ста́нция запу́щена в сто́рону Вене́ры — istasyon Venüs doğrultusunda fırlatıldı
он поверну́лся в на́шу сто́рону — bizden yana döndü
его́ кача́ло из стороны́ в сто́рону — yalpalaya yalpalaya yürüyordu
смотре́ть по сторона́м — sağa sola bakmak
со всех сторо́н на сце́ну сы́пались цветы́ — sağdan soldan sahneye çiçekler yağıyordu
сверну́ть в сто́рону — sapmak
отвести́ кого-л. в сто́рону (для разговора) — kenara çekmek
2) разг. (местность, страна) diyar; memleketда́льняя сторона́ — uzak bir diyar
тоска́ по родно́й стороне́ — memleket hasreti
на чужо́й стороне́ — gurbette, yad ellerde
3) (поверхность, бок предмета) yüz; tarafлицева́я / пра́вая сторона́ мате́рии — kumaşın yüzü
обра́тная сторона́ моне́ты — paranın ters tarafı
с обе́их сторо́н магнитофо́нной ле́нты / плёнки — teyp bandının her iki yüzünde
пиши́те то́лько с одно́й стороны́ (бума́ги) — kağıdın sadece bir / tek yüzüne yazın
поста́вь и другу́ю сто́рону (пластинки) — öbür yüzünü de çal
с одно́й стороны́, он прав, но... — bir bakıma haklıdır, ama...
обсуди́ть вопро́с со всех сторо́н — sorunu her bakımdan / yönden ele almak
с како́й (бы) стороны́ ни посмотре́ть — hangi bakım açısından bakılırsa bakılsın
5) (аспект, признак) yan, taraf, cepheфина́нсовая сторона́ де́ла — işin parasal / mali yanı
сла́бая сторона́ докла́да — raporun zayıf yanı
6) мат. kenarсторона́ треуго́льника — üçgenin kenarı
сто́роны угла́ — açının kenarları
7) (в переговорах, споре, на суде) tarafпроти́вная сторона́ — юр. hasım taraf
сто́роны в спо́ре — anlaşmazlığa taraf olanlar
зако́н на ва́шей стороне́ — kanun sizden yanadır
ты на чьей стороне́? — sen kimden yanasın?
стать на сто́рону кого-л. — birinden yana çıkmak
потерпе́вшая сторона́ — юр. mağdur taraf
••ро́дственник со стороны́ отца́ — baba tarafından akraba
мы, со свое́й стороны́, подде́ржим вас — biz kendi payımıza sizi destekleyeceğiz
с одно́й стороны́..., с друго́й стороны́... — bir yandan..., öte yandan...
-
8 Gegenrichtung
Gegenrichtung f ters/karşı yön -
9 Richtung
Richtung f <Richtung; Richtungen> istikamet, yön;in Richtung auf (A) … yönünde;aus (nach) allen Richtungen her yönden; -
10 წაღმა
i.doğru (ters değil) karşı yön -
11 Richtung
1) yön, istikamet, doğrultu;in die entgegengesetzte \Richtung fahren ters yöne gitmek;der Zug \Richtung München Münih yönüne giden tren;die Leute kommen aus allen \Richtungen insanlar dört bir yandan geliyor;sie gab dem Gespräch eine andere \Richtung sözü çevirdi, konuyu değiştirdi;in dieser \Richtung habe ich nichts unternommen bu yönde hiçbir girişimde bulunmadım -
12 sens
In m1 signification anlam [an'ɫam]◊Cette phrase n'a pas de sens. — Bu cümle anlamsız.
◊sens figuré — mecaz anlamı, imgesel anlam
2 opinion düşünce, fikir [fi'ciɾ]◊À mon sens, ça ne fonctionnera pas. — Fikrimce, bu çalışmayacak.
3 talent anlayış, anlama yetisi4 bon sens sağduyu5 sensation duyu [du'ju]IIn m1 direction yön [jœn]◊La voiture venait en sens inverse. — Araba ters yönden geliyordu.
2 code de la route araçların gidiş yönü♦ sens giratoire dönel kavşak
См. также в других словарях:
açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Saint-Hilaire-de-Talmont — Talmont Saint Hilaire Pour les articles homonymes, voir Talmont. Talmont Saint Hilaire … Wikipédia en Français
Talmont-Saint-Hilaire — Pour les articles homonymes, voir Talmont. 46° 28′ 05″ N 1° 37′ 01″ W … Wikipédia en Français
Talmont-saint-hilaire — Pour les articles homonymes, voir Talmont. Talmont Saint Hilaire … Wikipédia en Français
GazettE (The) — The GazettE The GazettE … Wikipédia en Français
Gazette (groupe) — The GazettE The GazettE … Wikipédia en Français
The GazettE (groupe) — The GazettE The GazettE … Wikipédia en Français
The Gazette (groupe) — The GazettE The GazettE … Wikipédia en Français
ガゼット — The GazettE The GazettE … Wikipédia en Français
sapkı — is. Bir görevin ve özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir yön alması … Çağatay Osmanlı Sözlük